Alarm Saatli Radyo

Kategorimiz bünyesinde yer alan alarm saatli radyo sayesinde aynı anda birkaç ihtiyacınızı karşılıyor. Eğlenme ve haber alma ihtiyacınızı radyo kısmından tamamlarken günün temposuna uymak için ihtiyaç duyduğunuz alarm seçeneğini de bu ürünlerde bulabilirsiniz. Öncelikle radyonun tarihinden kısaca bahsetmekte fayda var. Kullandığınız ürünün tarihi geçmişine bakacak olursanız aslında o günlerden bu günlere nasıl bir gelişim gösterdiğini daha net görmüş olacaksınız. İtalyan mucit Marconi, ilk radyo prototipini ortaya koyan kişi olmuştur. Aynı zamanda radyonun gelişimine asıl katkı sağlayanlar ise ismini duymaya alışık olduğumuz Nicola Tesla ve Olivie Lodge’dir. Daha sonra ünlü Rus mucit Alexander Stepanovitch Popov ise radyo dalgaları aracılığıyla ilk kez ses almayı başarmıştır. Fakat herhangi bir patente sahip değildir. Kablosuz telgraf ile ilk radyonun icadı ortaya çıkmıştır. 20. yüzyılın başında icat edilen Radyo, uzun mesafe olarak Marconi tarafından üretilmiştir. 1895 yılında gerçekleşen radyonun icadını Hertz laboratuvar ortamında geliştirmeye devam etmiştir. Yine aynı yılda ilk radyo sinyalleri de bu yolla oluşmuştur. Radyonun gelişimine katkı sağlayan bir diğer bilim adamı ise İngiliz fizikçi J. A. Flemeng’dir. Elektrotlu lambayı geliştiren Flemeng, radyonun gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Daha sonra radyo frekansları oluşturularak radyo kanalları da oluşturulmaya başlanmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında güvenlik amacıyla kullanılan radyolar İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra daha çok müzik dinlemek amacıyla kullanılmaya devam etmiştir. 1948 yılında transistörün bulunuşu ve 1960 yılında teknik bazı gelişmelerin meydana gelmesiyle radyo çok amaçlı bir iletişim aygıtı haline geldi. 6 Mayıs 1927 tarihinde Türkiye’de yapılan ilk radyo anonsu ise “Aloo aloo muhterem samiin! Burası İstanbul Telsiz Telefonu… Şimdi akşam neşriyatına başlıyoruz.” cümleleri ile yapılmıştır. Anonsun verildiği yer ise Sirkeci’deki Büyük Postane binasının bodrum katından postane kapısının üstüne yerleştirilmiş bir hoparlördür. Sokaktaki insanlara seslenip bu anonsu yapan kişi ise Türkiye’deki ilk radyoculardan Eşref Şefik’tir. Anonsun sokaktaki vatandaşlara yapılmasının nedeni ise henüz radyonun evlerde yaygın olarak kullanılmamasından dolayıdır. Radyonun ne olduğunun bilinmediği zamanların ardından vatandaşın evlerine girmeye başlayan radyo, her hanenin baş köşesinde olan en değerli misafire evrilmeye başladı. Her çeşit radyoyu görmek mevcuttu. Yaygın olarak kullanılan meşe kaplı boy boy radyolardı. Bunun haricinde metal ve plastik radyo çeşitleri de mevcuttu. Radyo yalnızca müzik ya da masallar dinlemekten çok daha fazlasıydı. Koca bir nesil bir dönem eğitimini dahi radyo aracılığı ile tamamladı. Fakat asıl önemli olan en kritik bilgilerin radyodan elde edilmesi idi. Evlerde radyonun sesi yükseldiği zaman insanların sesi daha kısık bir hal alırdı. Çünkü bu cihazdan çıkacak her ses, içinde bulundukları dünyadan haberler veriyorlardı. Bugün nasıl ki televizyondan ya da internetten bir şeyleri kolayca öğreniyoruz, eski dönemlerde ise bunu yapabilmenin tek yolu radyo idi. Her evde olmaması da ayrı bir değer katıyordu radyolara. Elbette radyo kadar alarmlar da hayatımızın birçok noktasında yer alıyor. Radyo ile kıyaslanamayan alarmın önemini ise daha çok bir şeyleri yakalamaya ve hatırlamaya ihtiyaç duyan insanlarda daha fazla. Sabah işe gideceğiniz vakit, ilacınızı hatırlamak istediğiniz zamanlarda ya da önemli randevu ya da günleri hatırlamak amacıyla alarmları birçok noktada kullanıyoruz. Sesli bir hatırlatıcı dersek yanlış bir ifade kullanmamış oluruz. Hem radyonun hem de alarmın hayatımızda ne kadar çok yer kapladığını düşününce bu ikisinin bir arada olması büyük bir nimet diyebiliriz. Dolayısıyla beğeninize sunulan alarm saatli radyo evinizde ya da iş yerinizde sahip olmak isteyeceğiniz çok işlevli bir ürün.